0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İklim değişikliği ile beraberinde gelen sel, kuraklık, sıcaklık artışı üzere şartların deniz eserleri çeşitliliğinde, hayvansal ve bitkisel üretimde gerek üretim şartları gerekse eser randıman ve çeşitliliği üzerinde birçok olumsuz tesiri bulunuyor. Değişen iklim şartlarının bilhassa buğday, mısır ve pirinç rekoltesini şimdiden olumsuz etkilediğini söyleyen Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Değişen iklim şartları ekin çeşitleri, yabani otlar ve haşereler ile tozlaştırıcılarda meydana gelebilecek değişimler üzere parametrelerde önümüze olağandan farklı bir seyir serebilir. İklim değişikliği ve sıcaklık artışının ziraî üretimdeki tesirleri, besin güvenliğini etkileyen ekonomik ve toplumsal sonuçlara dönüşebilir. Buradan yola çıkarak üretimdeki etkilenmenin tüketimdeki değişiklik olarak karşımıza çıkacağını ön görmek hiç de güç değil. Birtakım eserlerin yararlı besin içeriği olumsuz iklim şartları nedeniyle azalma da gösterebilir. Hatta durum o kadar evham verici ki; kahve, bal, çikolata, muz, elma, yer fıstığı üzere eserler, hammaddelerini verecek ağaçların olumsuz iklim şartları nedeniyle randıman kaybı yaşamasının sonucu yok olma tehlikesi ile karşı karşıya” diye konuştu.

“BESLENME KÜLTÜRÜ DEĞİŞEBİLİR”

İklim değişikliği nedeniyle randıman kaybı yaşaması mümkün tarım eserlerinden bahseden Doç. Dr. Uzel, “Çikolatanın hammaddesinin yarısından fazlasının üretildiği Afrika kıtası ülkelerinde, sıcaklık artışı sonucu çikolata hammaddesi olan kakaoda gittikçe düşen randıman sonucunda yakın gelecekte kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Şayet kakao kaynağı olan ağaçlar tehlikeye girerse beslenme listelerimizden çikolatayı çıkarmak durumunda kalacağız. Soğuk ılıman iklimi çok seven bir meyve ağacı olan elma ağacı ise kış dinlenmesine muhtaçlık duyar ve yüksek sıcaklıktan hoşlanmaz. Bu nedenle iklim değişikliği ile eskiye nazaran daha ılık geçen kış şartları bu cinsteki randımanı tehdit edecek. Yer fıstığı tarımı büyük ölçüde yağmur suyuna bağlı. Yağmur suyuna olan bu bağımlılık, geçmişe nazaran daha az yağış alan ekim alanlarında yer fıstığı randımanını olumsuz etkiledi. Yağışlardaki dengesizliğin devam etmesi durumunda tarımı yapılamayacak eserler ortasında maalesef yer fıstığı da sayılacak. Bu kategoride ne yazık ki buğday, mısır ve pirinç de bulunuyor. Muz ise uygun yetiştirme şartlarına çabucak olumlu karşılık verebilen bir bitki fakat şartlar aksiye döndüğünde de bunun yansımasını çabucak gösterir. Bilhassa nem ve sıcaklık değişiminden makûs etkilenen muzun gelecek yıllar için yapılan randıman varsayımları yaygınlaşması mümkün hastalıklar nedeniyle olumlu sinyaller vermiyor” sözlerini kullandı.

“SU KITLIĞI AVOKADO ÜRETİMİNİ ETKİLEYEBİLİR”

“TÜKETİMDEKİ İSTİKRAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIMIN DEĞERİ BÜYÜK”

İklim değişikliği mevcut seyrini değiştirmezse günlük öğünlerde tüketilen besinlerden kimilerini gelecekte tüketilemeyecek olduğunu aktaran Doç. Dr. Uzel, “Biz tüketicilerin beslenme tertiplerini alternatif besin kaynaklarına yönelterek, yani besin tüketim alışkanlıklarımızda yapılandırma gerçekleştirerek tüketimdeki dengeyi sağlayarak katkı sağlaması gerekiyor. Tıpkı vakitte sürdürülebilir tarım unsurlarının uygulanması da tarladan sofraya olan süreçte kaynak idaresinin randıman artışını getirecek olmasından ötürü büyük değere sahip. Üretimde benimsenen sürdürülebilir prensiplere tarıma dijitalizasyonun entegre edilmesi yoluyla da hem randıman artışını sağlayacak hem de eser yetiştirme ve hasattaki kayıpların önüne geçecektir. Ek olarak, üretimdeki ve tüketimdeki güzelleştirmeye köprü olacak besin dağıtım kanallarında da verimlilik tahlili faal yapılmalı, besin alanında lojistik uygulamaları tarım ve besin üretim prensipleri ile yanlışsız paslaşarak eser kalite ve güvenliğini ön planda tutarak ilerletilmelidir” halinde konuştu.