0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Denizli’nin Buldan ilçesindeki Tripolis Antik Kenti kazılarında, 1500 yıllık taş kesme atölyesi, metal testere modülleri ve siparişlerin yer aldığı yazıt bulundu.

Kent merkezine 44 kilometre uzaklıkta Büyük Menderes Irmağı kıyısındaki Yenicekent Mahallesi’nin yamacına kurulmuş antik kentte, 2012’de başlatılan hafriyat ve onarım çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında yürütülüyor.

Kuruluşu milattan evvel 3. yüzyıla uzanan ve en parlak periyodunu de Roma İmparatorluğu devrinde yaşayan, günümüze sağlam ulaşan mimari yapısıyla dikkati çeken antik kentte geçen 10 yıllık müddet içinde birçok eser ortaya çıkartıldı.

Bu yıl devam eden hafriyat çalışmalarında ise 1500 yıllık olduğu varsayım edilen taş kesme atölyesine ulaşıldı. Atölyede demir testere kalıntıları, burada kesilmiş mermer kesimleri ve siparişlerin yazıldığı yazıtlar da bulundu.

Tripolis Antik Kenti Hafriyat Heyeti Lideri Prof. Dr. Bahadır Duman, AA muhabirine, yaklaşık 40 kişilik bir takımla hafriyat çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.

Antik kentin geçmişine ilişkin kıymetli bulguları ortaya çıkardıklarını anlatan Duman, “Daha evvel kuzey güney istikametinde çalışmalar yapmıştık. Tıpkı alanda bu sene bir taş kesme atölyesi tespit ettik. Atölye yaklaşık 35-40 metrekarelik bir alanda dikdörtgen planlı ve tüm duvarları sağlam, günümüze kadar kalabilmiş. Taş atölyesindeki sistem, bitişikteki su deposundan su alınarak çalışıyor. Sistem aslında 2,5 metre çapındaki bir su çarkıyla işliyor. Çarkın ürettiği güçle ileri geri hareket eden kolların ucunda yer alan testere taşları kesiyor. Bu yaklaşık 1 kilovat gücünde güç üretiyor diyebiliriz.” diye konuştu.

Duman, atölyenin milattan sonra 650’lere kadar üretime devam ettiğini lisana getirerek, burada, imparatorluk periyoduna ilişkin yapılardan getirilen taşların daha küçük boyutlarda üçgen, altıgen, sekizgen stiline dönüştürüldüğünü vurguladı.

Atölyenin ahşap aksamı zelzelede yanmış

Tripolis’te hazırlanan bantlı traverten ve mermer cinsi taşların tıpkı vakitte bölgenin yakın kentlerine de gönderildiğini düşündüklerini söz eden Duman, şöyle konuştu:

“Özellikle bantlı traverten cinsi taş milattan sonra 2. yüzyıldan itibaren civar kentlere gönderilmiş. Bu atölyenin benzerleri Akdeniz havzasında farklı bölgelerde var. Milattan sonra tekrar 5 ve 6. yüzyıllara ilişkin bir buluntu merkez Ürdün’de var. İkincisi Efes’te benzeri sistemle çalışan atölye. Bu atölye üçüncü olarak literatüre girmiş durumda. Fakat buluntu manasında biz daha fazla ayrıntıya sahibiz diyebiliriz. Yani o ahşap çark sisteminin birçok ögesini ekipmanını bu hafriyat çalışmalarında tespit ettik. Bilhassa taşları kesmeye yarayan testerenin bir modülü elimizde. Tekrar bu atölyeye gelen çeşitli siparişler taşların üzerine kazınmış. Bunlarla ilgili elimizde birkaç buluntu var. 7. yüzyılın ortalarında meydana gelen sarsıntıda bu atölyenin ahşap aksamının yandığını ve bunun karbonlaştığını hafriyatlarda ortaya çıktığını söyleyebilirim.”