0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul Barosu… ‘İktidarla çabanın, iktidarlara karşı halkın ve hakkın savunmasının’ 144 yıllık tarihi… 12 Eylül sonrasında ‘mühür tutmayan’ baro unvanına sahip, bu türlü bir geleneğin temsilcisi olan İstanbul Barosu, bilhassa Ergenekon ve Balyoz üzere siyasi iktidar dayanaklı FETÖ kumpaslarındaki duruşları ile ülkenin en büyük demokratik kitle örgütü oldu.

Cumhuriyet kazanımlarına karşı taarruzun da karşısında dimdik durdu. Gezi’de de bu duruşunu taçlandırdı. O denli ki, çoklu baro uygulamasının esas maksadı de oydu, fakat İstanbul Barosu bu tehlikeyi de büyük ölçüde savuşturdu.

GENEL KONSEYDE YAŞANANLAR

İşte o baro, liderini seçti bu haftasonu. Evvel Unsur Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan Filiz Saraba, İstanbul Barosu tarihindeki birinci bayan lider oldu. Pekala genel konseyde neler yaşandı? Neler dikkat çekti, neler akılda kaldı? Bu soruları yanıtlamaya en başından başlayalım…

Avukatlara kapılarını saat 10.00’da açan Haliç Kongre Merkezi’nde genel heyetin açılabilmesi için gerekli olan 5 bin 600 imzaya(Baroya kayıtlı avukat sayısının yüzde 10’u) saat 13.10 civarında ulaşıldı. Seçimde bilindiği üzere, Evvel Prensip Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan Filiz Saraba, Evvel Unsur Çağdaş Avukatlar Kümesi Yükseliş Hareketi’nden Hasan Kılıç, Avukat Hakları Grubu’ndan Gökhan Ahi, Evvel Avukat Grubu’ndan Elif Görgülü, İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu’ndan Hakan Çatak, Bağımsız Avukatlar Grubu’ndan Gülden Sönmez, Genç Hukuk Hareketi Grubu’ndan Türkan Kara, Güçlü Baro Grubu’ndan Mert Er Karagülle ve İstanbul Avukatlar Birliği Grubu’ndan Metin Uracin yarıştı.

“HER YER TAKSİM HER YER DİRENİŞ”

Divan başkanlığına seçilen Figen Erbek, buradaki konuşmaların tüm Türkiye’de bir karşılığı olacağına dikkat çekerken, “Herkes bilmelidir ki ne avukatların sesini kısabilirler ne de avukatların meslek örgütleri baroların sesini kısabilirler” kelamları büyük alkış aldı.

Açılışta kelam alan Mehmet Durakoğlu ise konuşmasında, tutukluluğu nedeniyle salonda bulunamayan Can Atalay’ın kendisine ulaştırdığı konuşma metnini okudu. Atalay’ın mektubu yer yer ‘Her yer Taksim her yer direniş’ sloganıyla kesilirken, Durakoğlu’nun kelamlarını ‘Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet’ cümlesiyle bitirmesi üzerine salonda – neredeyse tam katılımla- ‘Bu daha başlangıç uğraşa devam’ sloganı atıldı.

Geçmiş seçimlerin tersine faaliyet raporu ile ilgili uzun sunum yerine kümelerin belirlediği kendi sözcüleri üzerinden rapora ait konuşulması kararlaştırıldı. Dokuz kümenin sözcüsü sırayla kelam alırken, konuşmaların büyük kısmında sözcülerin rapora bağlı kalmayıp kümelerinin fikirlerine yönelik konuştukları gözlendi.

GENÇLİK NEREDE?

Gözlenen diğer bir durum ise gençlerin iştirakinin çok ağır olmadığıydı. Bu durum, seçimde gençlerin ağır bulunduğu sandıklara da yansıdı. Seçimde 56 bin 944 avukattan 23 bin 918’i oy kullanırken genel yoğunluk kıdemli avukatların oy kullandığı sandıklardaydı.

Genel Kurul’un dikkat alımlı gelişmelerinden birisi de İran asıllı Avukat Şerare Erfan’ın konuşmak için kelam istemesi ve İranlı bayanlara takviye için saçlarını kesmesiydi. Divan’ın konuşma için birinci başta müsaade vermemesi üzerine tansiyon yükselirken gazetemize konuşan Av. Erfan, 1988’de Türkiye’ye geldiğini ve 1998’den beri İstanbul Barosu üyesi olduğunu belirtirken, “Divan’a birinci konuşma sırasında dilekçe verdim. Çok kısa bir metin okuduktan sonra İran asıllı bir avukat olarak İran’daki bayanlara takviye için saçlarını keseceğini, orada yaşananların tüm dünyada istikrarları değiştirebilecek üniversal bir durum olduğuna dikkat çekti. “Güzellik yarışlarında parlamentolarda yer alan bir hususa burada müsaade verilmemesi çok acı lakin ben asla vazgeçmeyeceğim zira bu dayanak benim boynumun borcu” tabirlerini kullanan Erfan, birinci günün sonunda gayesine ulaştı.

Yine seçime dönecek olursak, haberlerimizde de belirttiğimiz üzere seçim, Filiz Saraba, Hasan Kılıç ve Gökhan Ahi ortasında geçti. Oy oranları sırasıyla yüzde 29.69(7 bin 101), 27.03(6 bin 465), 19.90(4 bin 759) oldu.

Önce Prensip Grubu’ndan ayrılan Evvel Avukat Grubu’nun adayı Elif Görgülü’nün de seçimi kazanamasa bile bahtını belirleyecek bir oy alabileceğinden bahsediliyordu, gerçekten aldığı yüzde 8.10(bin 937) oy bu varsayımı büyük ölçüde doğruladı.

ATATÜRK VE CUMHURİYET

Seçim sürecinde yaşananlarla ilgili adayların tenkitlerini dikkate alarak şu yorumu yapmak mümkün:

Laik Türk bayanı profilinin gaye olduğu bir periyotta sembol bir baronun –tarihinde birinci kez- bayan lider seçmesi kıymetlidir. Evvel Unsur Grubu’nun kendi içinden iki başka küme daha çıkarmasına karşın seçimi kazanmasında bilhassa kıdemli avukatların Atatürk ve Cumhuriyet şuurunun tesiri öne çıktı. Öte yandan yüzde 42’lik bir iştirakle gerçekleşen seçime gençlerin ilgisiz kaldığının görülmesi, ‘baro ile bilhassa genç avukatlar ortasındaki bağ zayıf’ eleştirisini beraberinde getirdi.

Bu durum, Cumhuriyet’in 100. yılına ve sandıklara sahip çıkmanın oy kullanmak kadar kıymetli olacağı tarihi bir seçime ilerlerken, yeni idareye İstanbul Barosu’nu küllerinden tekrar doğurma sorumluluğunu ve zorunluluğunu yüklüyor.