Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ilişkin Kozlu Kuruluş Müdürlüğü’nde Star A.Ş. isimli yüklenici firmanın -630 kotunda hazırlık çalışması yaptığı sırada ani gaz ve kömür püskürmesi (degaj) meydana geldi. Yaşanan faciada 8 maden personeli hayatını kaybetti 8 maden personeli de yaralandı.
Facianın akabinde başlayan yargılama sürecinde Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2019 yılında verdiği kararda; 10 sanıktan taşeron firma yetkilisi 3 sanık hakkında 8 yıl 4 ay, devrin Kozlu Kurum Müdürü ve TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve TTK Kozlu Kurum Müdür Yardımcısı Nurettin Yılmaz 3 yıl 4 ay mahpus cezasına çarptırıldı. Öteki 5 sanığın beraatine karar veren mahkeme, TTK yetkililerine verilen mahpus cezasının da paraya çevrilmesine karar verdi.
Öte yandan periyodun TTK Genel Müdürü Burhan İnan ve TTK yöneticilerinin de ortalarında bulunduğu 6 şahıs hakkında ise 2014 yılında Güç ve Doğal Kaynaklar Bakanlığınca soruşturma müsaadesi verilmeyince yargılama yapılamadı. Bahsin Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasının akabinde 6 eski yönetici hakkında yargılama sürecinin önü açıldı.
Cumhuriyet Savcısı Onur Üzgül tarafından 28 Mayıs 2022 günü hazırlanan iddianamenin 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinin akabinde 6 eski TTK yöneticisi 25 Ekim günü hakim karşısına çıkacak.
“O GÜNLERİN ACISINI AMASRA’DAKİ OCAKTA YAŞADIK”
2013 yılındaki maden faciasında ölen 8 emekçiden Ahmet Şeker’in annesi Havva Şeker’in 9 yıldır evlat acısı dinmiyor. Maden ocağında patlama olduğu haberini aldıktan sonra Kozlu’ya giderek oğluna ulaşmaya çalıştığını anlatan anne Havva Şeker, Amasra’da 41 maden emekçisinin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak da “Aynı acıyı tekrar yaşadık” diyerek gözyaşı döktü. Oğlunun mezarı başına gelerek gözyaşı döken, dua eden anne Havva Şeker, mezarı severek evladına olan hasretini dindirmeye çalışıyor.
Amasra’daki faciayı televizyonda izlediğinde ambulansları görünce kendi yaşadıklarının gözünün önüne geldiğini söyleyen Havva Şeker, “O günlerde her şey üst üste yaşandı. Yapacak hiçbir şey yok. Haber ettiler ocakta patlama oldu dediler. Tıpkı o halde gittik oraya. Ben kendi çocuğum orada yoktu. Gittik baktık ki olan olmuş. Ben aslında kendimden geçmişim. Beni hastaneye kaldırmışlar. Hastane sonrası tekrar ocağın oraya gittim. Benim oğlum madenden en son çıktı. O günlerin birebirini Amasra’daki ocakta yaşadık. Ailelerin yürekleri birebir bizim üzere yandı. Ancak daima ihmallerin sonuçları bunlar. Benim çocuğum da ihmal sonucu gitti. Sondajları kısa vurmuşlar. Arasını dar yapmışlar. Kömür degaj (ani püskürme) yapmış. Amasra’da da havalandırma olacakmış. Tekrar yeniden orada da ihmallerin sonucu orada patlama oldu. Orada ambulansları gördüm. Televizyonda haberleri izleyemedim. Kendi olayımız üzere gözümün önüne geldi. O gelinler, çocuklar, anneler, babalar. Her konutun içinde bir acı. Herkesin akrabası var” dedi.
“CEZA ALACAK KİŞİYİ MÜDÜR YAPTILAR”
Dönemin TTK Kozlu Kuruluş Müdürü Kazım Eroğlu’nun tali kusurlu olduğu gerekçesiyle cezasının para cezasına çevrilmesinin akabinde genel müdürlüğe terfi ettiğini hatırlatan Havva Şeker, devrin 6 TTK yöneticisinin yine yargılanacağı haberi üzerine şöyle dedi:
“Ceza alacak şahısyi para cezasına çevirerek TTK’nin başına müdür yaptılar. Demek ki mükafatı bu. Hatalıyı başa getiriyorlar. Nasıl adalet, nasıl vicdan? Bunu anlayamadım. Acım her vakit taze. Bu çocuk 30 yaşındaydı. Oğlu 17 yaşına geldi. Kızı 7 aylıktı artık 11 yaşına geldi. Lakin bu türlü gelip mezarını sevebiliyorum. Allah kimsenin ocağına ateş düşürmesin. Çok sıkıntı. Hatalı olanlar için adalet yerini bulsun. Adalet yerini bulmazsa büyük Rabbimin adaleti daha büyük olur. Olabilir, bir kaza her yerde olabilir. İnsanlık hali bu. O denli varsa bir şey diyemiyorsun. İhmal yapıp da o çocukların üzerinden kendi paranı kazanırsan, müdür olursan, öbür dünyada da hakkımı helal etmiyorum. Kaç şahıs öldü. Vefat etti. Yazık günah değil mi? Kazım Eroğlu da vardı. Kurum müdürüydü artık genel müdür oldu. Ceza aldı dediler paraya çevirmişler. İnsan şok oluyor. Demek ki bir ihmal vardı ki tahminen Anayasa bunu gördü. Evvelce göz gerisi etmiş olabilirler. Bu olay olduktan sonra soruşturma müsaadesi verildiği için adalet yerini bulsun. Onlar yastığa başını koyup rahat yatabiliyor muydu? Vicdanları rahatsız oldu ki Anayasa soruşturma müsaadesi verdi. Herkes cürmü varsa hatasını çeksin. Biz her gün buraya geliyoruz. Vicdan azabı çekiyoruz. Çocuğum yerin altına ekmek hengamesi gitti. Üslubunca yaparsın çalışanlarını denetlersin. Allah’tan gelene her vakit razıyız. İhmal olup da yapılırsa biz ahirete kadar bunun peşindeyiz. Biz artık yaşlandık hiçbir yere gidemiyoruz. Çocuğumun mezarına bile gelmekte zorlanıyorum psikolojimiz bozuldu.”